Üzgünüz teknoloji o kadar ilerlemedi. İlerleyince size söz böyle bir pardesü üreteceğiz.
1 Nisan'da ve ömrünüz boyunca gülen yüzünüz solmasın. :)
1974'ten beri Modanın Öncüsü
26 Mart 2015 Perşembe
17 Aralık 2014 Çarşamba
OSMANLI DOKUMA SANATI
Dokuma sanatı, halıyla beraber göçebe yaşantısının önemli bir parçasıdır. Lüks kumaşın, İslâm geleneğinde de önemli bir yeri vardır. Anadolu, Ortaçağ'da oldukça tanınmış bir kumaş üretim merkezi olmasına rağmen bu dönemden kalan kumaş örneği yok denecek kadar azdır. Bilinen en önemli parça, üzerinde Alâeddin Keykubat için yapıldığı yazılı olan bir kadife dokuma parçasıdır. Bu parça bugün Lyon Dokuma Müzesi'nde sergilenmektedir. Kırmızı zemin üzerine altın telle dokunmuş arslan motifleri ve bitkisel arabesk doldurulmuş daire dizileri bulunan bu kumaşın, Selçuklu saraylarının özel dokuma tezgâhlarında dokunmuş olabileceği kabul edilmektedir.
XIII. yüzyılda Marco Polo, XIV. yüzyılda da İbni Batuta gibi gezginler Anadolu'nun ipek, kadife ve diğer kumaşlarının ününden söz ederler. Bunlar içinde Denizli bölgesinin özellikle şöhret kazandığı anlaşılmaktadır.
Osmanlı sultanlarının öldükten sonra saklanması adet olan elbiseleri Saray'da kullanılan kumaşların niteliklerini görmemize yardım etmektedir.Halkın giyim biçiminden, yaşayışından tamamen farklı durumda olan padişah, hanedan ile Saray mensuplarının elbiseleri için özel olarak dokutulan kumaşlara “saray kumaşları” denir. Bu gruba şüphesiz Osmanlı Sarayları'nın tefrişi için dokutturulan kumaşları da katmak gerekir. Saray kumaşlarına benzer ürünlere halk için çalışan diğer atölye imalâtında rastlansa bile, Saray'a ait kumaşlar gerek süsleri gerekse kullanılan malzemenin zenginliği ile diğerlerinden üstün olurdu. Padişah ve saraylı tüm giysilerinin belli kurallara bağlı olması nedeniyle,özellikle Padişah'ın günlük kıyafetlerinde, tören elbiselerinde kumaş cinsine ve desenlerine büyük titizlik gösterilmesi saray tegâhlarının gelişmesinde önemli rol oynamıştır.
Şüphesiz Saray'a bağlı olmayan dokuma tezgâhları da çoktu. III. Murat devrinde (1574-1595) İstanbul'da 268 tezgâh olduğu ve bunlardan 88 tanesinin Saray'a bağlı olduğu ilgili fermanlardan anlaşılmaktadır.
İmparatorluğun muhtelif şehirleri, kendilerine göre, değişik dokumalarıyla ün yapmışlardı. Bursa ipekli ve kadife kumaşlarıyla, İstanbul Saray için dokuduğu lüks kumaşları ve “diba” adı verilen atlas kumaşlarıyla , Batı Anadolu'da Bergama, Soma, Denizli pamuklu dokumalarıyla, Ankara “sof” adı verilen yünlüleriyle, Sakız adası yine atlas kumaşlarıyla, Amasya “benek” adı verilen desenli kumaşlarıyla tanınmıştı.
Osmanlılar'da dokuma sanatı XVIII. yüzyıla kadar geleneklerini korumuştur. Fakat imparatorluğun ekonomik imkânlarının sınırlanması ile lüks kumaş üretiminin azalması arasında da doğru orantılı bir ilişki görülür. Avrupa kumaşları XVI. yüzyıldan itibaren Türk piyasasına girer ama yerli dokumanın yerini alması XVIII. yüzyıldan sonradır. 1842'de Hereke'de kurulan ipekli kumaş fabrikası ile el tezgâhlarının sonu görünmüştür.
Topkapı Sarayı Müzesi'nin Padişah Elbiseleri seksiyonunda sergilenen yaklaşık 2500 parça eşyanın çoğunu, saray için dokutulmuş en ağır ve en güzel kumaşlardan yapılmış kaftanlar teşkil eder. Sultan giysilerinde kullanılan kumaşlar, dokuma tekniği ve kullanılan malzeme çeşidi itibarıyla atlas, çatma, seraser, serenk, selimiye, kemha ve gezi adlarıyla anılmaktadır.İlk zamanlar sade olan Padişah Giysileri sonradan daha albenili olmuştur.İçi kürklü, dışı seraser, atlas, gezi gibi değerli kumaşlardan yapılan uzun kollu (yen), önden açık , kıymetli taşlarla süslü , düğmeli ve yanları yırtmaçlı “kapaniçe” isimli kaftanlar içe ve dışa giyilmek üzere iki cinstir.Dışa giyilenler “Merasim Kaftanları”dır.Bunlar altın telli çatma veya seraserden yapılmış olup kol üzerinden, omuzdan aşağıya kaftan boyu kadar ikinci bir kol (yen) taşımaktadır. Yenin görünüşe ihtişam katmak ve Osmanlı İmparatorluğu merasim usulüne göre bayramlarda ve culûslarda öpülmek gibi tarihî bir rolü vardı.Tanzimat (1839)'tan sonra bu adet kalkmış ve taht saçağı öpülmeye başlanmıştır.
Topkapı Sarayı Padişah Elbiseleri seksiyonunda sergilenen II. Beyazıt'ın çok renkli, bitkisel motifli kemha kaftanı ile IV. Murat'ın kırmızı zemin üzerine sırma motiflerle işlenmiş kemha kaftanı Türk Dokuma Sanatı'nın tanınmış örnekleri arasındadır.
XIII. yüzyılda Marco Polo, XIV. yüzyılda da İbni Batuta gibi gezginler Anadolu'nun ipek, kadife ve diğer kumaşlarının ününden söz ederler. Bunlar içinde Denizli bölgesinin özellikle şöhret kazandığı anlaşılmaktadır.
Osmanlı sultanlarının öldükten sonra saklanması adet olan elbiseleri Saray'da kullanılan kumaşların niteliklerini görmemize yardım etmektedir.Halkın giyim biçiminden, yaşayışından tamamen farklı durumda olan padişah, hanedan ile Saray mensuplarının elbiseleri için özel olarak dokutulan kumaşlara “saray kumaşları” denir. Bu gruba şüphesiz Osmanlı Sarayları'nın tefrişi için dokutturulan kumaşları da katmak gerekir. Saray kumaşlarına benzer ürünlere halk için çalışan diğer atölye imalâtında rastlansa bile, Saray'a ait kumaşlar gerek süsleri gerekse kullanılan malzemenin zenginliği ile diğerlerinden üstün olurdu. Padişah ve saraylı tüm giysilerinin belli kurallara bağlı olması nedeniyle,özellikle Padişah'ın günlük kıyafetlerinde, tören elbiselerinde kumaş cinsine ve desenlerine büyük titizlik gösterilmesi saray tegâhlarının gelişmesinde önemli rol oynamıştır.
Şüphesiz Saray'a bağlı olmayan dokuma tezgâhları da çoktu. III. Murat devrinde (1574-1595) İstanbul'da 268 tezgâh olduğu ve bunlardan 88 tanesinin Saray'a bağlı olduğu ilgili fermanlardan anlaşılmaktadır.
İmparatorluğun muhtelif şehirleri, kendilerine göre, değişik dokumalarıyla ün yapmışlardı. Bursa ipekli ve kadife kumaşlarıyla, İstanbul Saray için dokuduğu lüks kumaşları ve “diba” adı verilen atlas kumaşlarıyla , Batı Anadolu'da Bergama, Soma, Denizli pamuklu dokumalarıyla, Ankara “sof” adı verilen yünlüleriyle, Sakız adası yine atlas kumaşlarıyla, Amasya “benek” adı verilen desenli kumaşlarıyla tanınmıştı.
Osmanlılar'da dokuma sanatı XVIII. yüzyıla kadar geleneklerini korumuştur. Fakat imparatorluğun ekonomik imkânlarının sınırlanması ile lüks kumaş üretiminin azalması arasında da doğru orantılı bir ilişki görülür. Avrupa kumaşları XVI. yüzyıldan itibaren Türk piyasasına girer ama yerli dokumanın yerini alması XVIII. yüzyıldan sonradır. 1842'de Hereke'de kurulan ipekli kumaş fabrikası ile el tezgâhlarının sonu görünmüştür.
Topkapı Sarayı Müzesi'nin Padişah Elbiseleri seksiyonunda sergilenen yaklaşık 2500 parça eşyanın çoğunu, saray için dokutulmuş en ağır ve en güzel kumaşlardan yapılmış kaftanlar teşkil eder. Sultan giysilerinde kullanılan kumaşlar, dokuma tekniği ve kullanılan malzeme çeşidi itibarıyla atlas, çatma, seraser, serenk, selimiye, kemha ve gezi adlarıyla anılmaktadır.İlk zamanlar sade olan Padişah Giysileri sonradan daha albenili olmuştur.İçi kürklü, dışı seraser, atlas, gezi gibi değerli kumaşlardan yapılan uzun kollu (yen), önden açık , kıymetli taşlarla süslü , düğmeli ve yanları yırtmaçlı “kapaniçe” isimli kaftanlar içe ve dışa giyilmek üzere iki cinstir.Dışa giyilenler “Merasim Kaftanları”dır.Bunlar altın telli çatma veya seraserden yapılmış olup kol üzerinden, omuzdan aşağıya kaftan boyu kadar ikinci bir kol (yen) taşımaktadır. Yenin görünüşe ihtişam katmak ve Osmanlı İmparatorluğu merasim usulüne göre bayramlarda ve culûslarda öpülmek gibi tarihî bir rolü vardı.Tanzimat (1839)'tan sonra bu adet kalkmış ve taht saçağı öpülmeye başlanmıştır.
Topkapı Sarayı Padişah Elbiseleri seksiyonunda sergilenen II. Beyazıt'ın çok renkli, bitkisel motifli kemha kaftanı ile IV. Murat'ın kırmızı zemin üzerine sırma motiflerle işlenmiş kemha kaftanı Türk Dokuma Sanatı'nın tanınmış örnekleri arasındadır.
Diğer alanlarda olduğu gibi, Osmanlı Dokuma Sanatı'nın da en gelişmiş olduğu dönem XVI. yüzyıldır. Bursa bu yüzyılda da dokuma alanında öncülüğünü korumaktadır. Kaynaklara göre, bu dönemde çatma, kadife, atlas, çuha, kemha gibi cinslerin en güzel örnekleri Bursa'da üretilmiştir. Bursa kumaşlarının ünü XVI. ve XVII. yüzyıllarda Macaristan, Lehistan, Fransa ve İtalya'ya kadar yayılmıştır.Genellikle çiniler üzerinde görülen motifleri, daha değişik oranlar ve dekoratif düzenler içinde işleyen Bursa kumaş atölyelerinin yanında artık İstanbul'da Saray'ın kendi imalâthaneleri de vardır. Özellikle sırma ve simle dokunan ve “seraser” denilen kumaşı, “çatma” denilen kadifeleri, “kemha” isimli ipekli ve “serenk” adındaki düz kumaşları dokuyan İstanbul atölyelerinin iplik ihtiyacı Bursa'dan karşılanmaktaydı.
İmparatorluk büyüdükçe imalât çeşitlenmiş ve zenginleşmiştir. Buna karşılık önce tamamen amatörce yapılan dokumacılık halkın şehirleşmesi sonucunda tüm gereksinmeleri karşılayan profesyonel, güçlü bir sanat kolu haline gelmiş; XV. yüzyılda Bursa, kadife, ipekli ve diğer kumaşların üretiminde birinci planda önemli bir üretim merkezi olmuştur. Topkapı Sarayı'nda Fatih'e ait, kadife, çatma adı verilen kumaştan yapılmış ve kırmızı zemin üzerine sırma ile işlenmiş motiflerle süslü kaftanlar Bursa menşelidir.
Yararlanılan kaynaklar -Türkiye Sanatı Tarihi, Doğan Kuban -Kaftanlar, Fikret Altay, Yapı ve Kredi Bankası Yayınları, 1979
10 Aralık 2014 Çarşamba
Cilt yaşlanmasının belirtileri ve çözümü
Cilt yaşlanması, illa ki sonunda tüm insanları yakalayacak. Genellikle 30′lu yaşlardan sonra kendini gösteren bu gelişme yine de bizim elimize bağlıdır, istersek ve uğraşırsak daha geç tarihlere atabiliriz. Vücudun iç yaşlanmasını, yani organ yaşlanmasını engelleyemesek de dışı, güzelliğimizi koruyabiliriz. İlk önce cilt yaşlanmasını tespit etmek gerekiyor. Bu yazımızda ilk olarak cilt yaşlanmasının belirtileri listesini sizlere sunduk; ardından ise cilt yaşlanmasını önlemek adını nelerin yapılabileceğini belirttik. Unutmayın ki en önemli şey doğal bir alanda yaşamak ve doğal beslenmektir.
Kaz ayağı bölgesi cildinizde ilk yaşlanma belirtileriyle karşılaştığınız bölge.
Bu bölgedeki yaşlanma belirtilerini kolayca fark edebilirsiniz. Yüzünüzün diğer bölgelerinden daha hızlı kırışan ve yaşlanan bu bölge için günde iki kez göz kremi kullanabilirsiniz.
Günde iki kez uygulayacağınız göz çevresi kreminize ek olarak güneş koruyucu uygulamayı da unutmayın.
Cildiniz ışıltısını kaybettiğinde yaşlanmanın bir diğer belirtisiyle karşı karşıyasınız demektir.
Yaşımız ilerledikçe cildimizdeki kan dolaşımı yavaşlar. Cildimiz artık kendini eskiden olduğu kadar hızlı bir şekilde ölü hücrelerden arındıramaz.
Cildinize bu konuda yardımcı olabilirsiniz. Peeling gibi cildi ölü hücrelerden arındıran cilt temizleyici ürünler ve maskeler uygulayarak kendiniz cildinizin işlemeyen bu fonksiyonunu canlandırabilirsiniz.
Haftada bir kez cildinizi derinlemesine temizleyin ve ölü hücrelerden arındırın.
Şişkin gözler yaşımız ilerledikçe karşımıza çıkan bir diğer belirti. Bu sorunun birçok nedeni olabilir. Yaşlanmaya ek olarak yoğun ve uykusuz geceler ve aşırı tuz tüketimi de buna destek olabilir.
Tuzlu yiyeceklerden uzak durarak ve düzenli bir uyku rutini yakalayarak gözlerinizdeki şişkinlikten kurtulabilirsiniz.
Göz çevresindeki mor halkaları ve şişliği önlemeye yardımcı göz jellerini de kullanarak bu süreci hızlandırabilirsiniz.
Dudaklarınızı çevreleyen parantez çigileriniz her geçen gün daha da belirgin bir hal alıyor mu?
Burnunuzdan çenenize doğru inen bu çizgiler de ne yazık ki bir yaşlanma belirtisi. Cilt sıkılaştırıcı serumlar bu bölgede etkili olabilir.
Birkaç danla serumu temiz cildinize uygularken bu bölgeye masaj yapmayı ihmal etmeyin.
Kaş çizgileri de cildinizin yaşlanma belirtilerinden biri. Hem güneş ışınlarıyla hem de yaşlanmayla birlikte oluşan bu çizgileri gidermek için yapmanız gereken şey oldukça basit!
30 Spf’lik güneş koruyucunuzu cildinize ve kaş bölgenize düzenli bir şekilde uygulayabilir ve kırışıklık olan bölgeyi nemlendirmeyi deneyebilirsiniz. Kuru cildin daha çabuk kırıştığını unutmayın!
Kırışıklıklara katlanabiliriz ama yaşlanma lekelerine asla! Cildinizde oluşan yaşlılık lekeleri cildinizde güneşin zararlı etkileriyle birlikte oluşur.
Cildin bazı bölgelerinde pigmentasyon daha yüksektir ve cildiniz güneşe maruz kaldıkça bu bölgelerde koyu lekeler oluşmaya başlar.
Cildinizde koyu lekeler görmek istemiyorsanız güneş koruyucu kreminizi, büyük şepkanızı ve güneş gözlüklerinizi ihmal etmeyin!
Dudak çevresindeki kırışıklıklar kadar sizi yaşlı gösteren başka hiçbir şey olamaz.
Eğer sigara içiyorsanız bu kötü alışkanlığınızdan kurtularak dudaklarınızın kırışmasını engelleyebilirsiniz.
Dudak çevresindeki kırışıklıklarınız için sıkılaştırıcı serumlar kullanabilirsiniz. Ayrıca rujdan önce dudak kalemi kullanarak rujunuzun dudak çevresindeki kırışıklıklara kaçmasını engelleyebilirisiniz
3 Aralık 2014 Çarşamba
Renkler ve anlamları
Her renk bir duyguyu düşünceyi bir olguyu temsil eder, ve birçok rengin insanlarda uyandırdığı hisler birbirine yakındır.
Moda tasarımcıları her yıl bir rengin moda odluğunu söyleselerde genelde her rengin insanlarda uyandırdığı bir his bir kanı mevcuttur. Bunu şöyle de yorumlayabiliriz: Her Rengin bir dili vardır.
Gerek giyimde, gerek eşyalarımızda, gerek evimizin tasarımında tercih ettiğimiz renkler vardır. Bu renkler ortamın uygunluğuna, psikolojik durumumuza ve zevkimize göre seçeriz bakalım seçtiğimiz bu renkler neyi ifade ediyor ve bizlere neyi çağrıştırıyor.
Kırmızı renk Canılığın, dinamizmin ve iştahın rengi, birçok gıda firmasının tercih ettiği renktir. Elbiselerde dikkat çeker ve dinamizmi temsil eder.

Yeşil renginin anlamı nedir, yeşil elbise ve yeşil dekorasyon ne anlama gelir: Doğanın ve baharın rengi yeşil güven verir, yaratıcı düşünceye olumlu etkisi olduğu söylenir. Yeşil renkli çiceklerin değişik anlamları olabilir.
Yeşil Renk Doğanın ve Baharın rengi, güvenin ve yaratıcılığın temsilidir. Bankaların en çok tercih ettiği renklerin başında gelir.
Gri rengi Kuralcılığın, tutuculuğun ve hareketsizliğin rengi gri, diplomatik ortamlarda tercih edilebilecek bir renktir.
Pembe rengi uyumun, neşenin, şirinliğin temsilcisidir. Rahat hissettirici ve dinlendirici etkisi olduğu savunulmaktadır.
26 Kasım 2014 Çarşamba
Ballı Kahveli Yüz Maskesi
Kahvenin ve balın cildinize oldukça büyük faydaları bulunmaktadır. Tek başına bile bu besinler oldukça faydalı olduğu için, ikisini bir kullanmak cildinize oldukça fazla fayda sağlayacaktır.
Kahve cildinizi sıkılaştırır ve yumuşak olmasını sağlar. Doğal bir yöntem ise peelingdir. Bal ise çok doğal bir besindir. Cildinizin yeniden onarılmasını sağlar. Bal maskeleri, cildinizde oluşan kırışıklıklara, cildinizde meydana gelmiş tahrişlere, lekelere karşı en iyi maskelerdendir. Bal maskesi cildin, parlamasını ve canlı görünmesini sağlar. Cildiniz nemlenir ve yumuşak olur. Ballı kahveli maskenin tarifini inceleyelim dilerseniz.
Bir kaşık bal ve bir kaşık kahveyi iyice karıştırıyoruz. Daha sonra tüm yüzümüze iyice sürüyoruz. 10 – 15 dakika kadar bekletiyoruz. Daha sonra ılık ve ya soğuk suyla iyice duruluyoruz. Daha sonra gözeneklerinizi sıkılaştırmak için maden suyunu yüzünüze uygulayabilirsiniz. Dilerseniz gül suyunu da doğal bir tonik olarak uygulayabilirsiniz. Bu maskeyi haftada bir defa uygulamanızda fayda var. Ama cildi çok hassas olanlar 15 günde bir uygularsa daha sağlıklı olur.
Parlak, canlı, ışıltılı, yumuşak ve sıkılaşmış bir cilde kısacası muhteşem görünümlü ve sağlıklı bir cilde sahip olmak işte bu kadar kolay. Evinizde bulunan bu doğal malzemelerle kolaylıkla bu maskeyi hazırlayabilirsiniz.
18 Kasım 2014 Salı
2014-215 Sonbahar - Kış Tesettür Pardesü Modelleri
Pardesüler tesettürlü bayanların vazgeçemediği kıyafetlerden biridir. Kış sezonunda en fazla giyilen kapalı giysilerinden biri olan pardesüler 2015 sonbahar sezonunda da birbirinden şık ve güzel modellerle vitrinlerde yer almaya devam ediyor. Galerimizde 2015 sonbahar kış pardesü modelleri arasından bazı örnekleri bulabilirsiniz. Onlara bakmadan önce biraz detaylardan bahsedelim. Bu sonbaharda pastel ve nude renklerin yanında geçtiğimiz yaz sezonunun etkisini devam ettirecek olan fıstık yeşili ve su yeşili gibi renkler de moda olacak. 2015 yazına damgasını vuran su yeşili 2015 Sonbahar ve kış sezonunda da aynı etkiyi sürdürüyor. 2015 sonbahar pardesü tasarımlarında sık sık gördüğümüz bu renk insanın içini ısıtan cinsten. Tesettür giyimi tercih eden hanımların üzerinde 2015 sonbahar ve kış sezonunda bordo renkli pardesüleri de çok sık göreceğiz. bordo renkli pardesüleri isterseniz beyaz isterseniz de siyah pantolon veya eteklerle kombin edebilirsiniz. Parlak renkler ve ışıltılar her zaman dikkat çekici olmuştur. Ancak bu tür modelleri her türlü giysiyle kombinleyemezsiniz. Eğer istediğiniz şey her kıyafete uygun bir model ise siyah pardesü modelleri sizin için doğru bir seçim olacaktır. Bir çok giyim markasında kendinize uygun 2015 Sonbahar Kış Tesettür Pardesü Modellerini bulabilirsiniz. Resim galerimizde 2015 Sonbahar Kış Tesettür Pardesü Modelleri arasından örnekleri görebilir ve kendinize uygun bir model seçebilirsiniz.
Etiketler:
moda,
pardesü,
pardesü modası,
style,
talih pardesü,
trend,
women style
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)